Yeni Yüzyılında Türkiye Tarım ve Tohumculuk Zirvesi Düzenlendi
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Güvenilir Ürün Platformu tarafından İstanbul Ticaret Borsası ev sahipliğinde düzenlenen Yeni Yüzyılında Türkiye Tarım ve Tohumculuk Zirvesi 15 Haziran 2023 tarihinde yapıldı.
Zirveye Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, BİSAB Yönetim Kurulu Başkanı Selami Yazar, SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Dündar, FÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Nallı, TODAB Yönetim Kurulu Başkanı Aykut Hacıoğlu, TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer, TYAB Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, TÜRKTOB’a bağlı Alt Birliklerin Yönetim Kurulu Başkanları, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak, Tarım ve Orman Bakanlığından yetkililer ve gazeteciler katıldı.
Program çevrimiçi olarak tüm katılımcılara açıktı.
Açılış konuşmalarının ilkini İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz yaptı.
Konuşmasında İstanbul Ticaret Borsasının 2012 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) desteği ve Yeditepe Üniversitesi iş birliği ile başlattığı “50 Yıldan Daha Eski Olduğu Tahmin Edilen Tohumların Çimlenebilme Kabiliyetlerinin Araştırılması Projesi”nden bahseden Ali Kopuz şunları söyledi:
“2012 yılından beri yürüttüğümüz çok önemli bir projeden kısaca bahsetmek istiyorum. Projemizin ilk 4 yıllında Buğday ve Arpa tohumları çimlendirildi. Bu tohumların genetik farklılıklarının belirlenmesi için Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ile 2018 yılında, ikinci aşama çalışmalara başladık. Neticede, buğday ve arpa tohumlarının kalite özellikleri bakımından iyi bir potansiyele sahip olduğu görüldü. Tohumların DNA barkodlamaları yapıldı ve güçlü genetik özellikleri olduğu görüldü. Saflaştırma çalışmaları 2022’de tamamlandı. Şimdi gelinen noktada ise TAGEM Konya Bahri Dağdaş Enstitüsüne verdiğimiz kuraklığa karşı dayanıklı tohumların tescil ön deneme çalışmaları yapılıyor. Bu sayede, bugün çok önemli bir sınama olarak karşımızda duran kuraklığa karşı dayanıklı tohumların korunması ve geliştirilmesine katkı sağlamayı umuyoruz. Ayrıca, kırmızı mercimek türüne ait iki çeşit için Şanlıurfa GAP Araştırma Enstitüsü ile çalışmalara başladık.’’
***
Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan ise açılış konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
‘’Tohumculuk sektörü sadece bilinen şekliyle tohumdan oluşmuyor. Tohum, fide, fidan, süs bitkileri üretimi, yeni çeşit geliştirme yani bitki ıslahı, bu ürünlerin üretiminden, sanayisinden, pazarlamasına kadar çok geniş bir alanı temsil ediyoruz.
Bu temsiliyeti Türkiye Tohumcular Birliği ve 7 Alt Birliği ile birlikte gerçekleştiriyoruz. Birliğimiz ve Alt Birliklerimizin hepsi kamu kurumu niteliğinde meslek üst kuruluşu olarak 15 yıldır hizmet veriyor.
Üye sayımız 75 bine ulaşmış durumda.
Biz tohumculuk endüstrisi olarak tam anlamıyla yani içini tam olarak doldurarak yerli ve milli bir sektör olmak için yoğun çaba gösteriyoruz.
Pandemi, savaşlar, küresel ısınma ve kuraklık, dış ticarette yaşanan dengesizlikler, uluslararası politikaların belirsizliği hatta küresel ticaret sistemlerinin ezberlediğimiz kalıplarının dışına çıkan ve pek de insancıl olmayan uygulamaları en çok tarım ve gıda sektörünü ve doğal olarak tohumculuk sektörünü etkiliyor.
Bu etkilerin büyük bölümü de takdir edersiniz ki olumsuz sonuçlar yaratmaya aday. Ancak bizler Türk tohumculuk sektörü olarak tüm bu şartlar içinde bile temel parametrelerin hepsinde oldukça başarılı yıllar geçiriyoruz.
Tarım ve Orman Bakanlığımızın verdiği desteklerin de etki ve ivmesiyle Türk özel sektörü özellikle 2008 yılında kurulan Türkiye Tohumcular Birliği ve Alt Birlikleri öncülüğünde bakın neler yapmışsız?
Üretimi esas alan bir ekonomik sektörün başarısının ana unsuru üretim verilerdir. Tohumculuk sektörü olarak üretim rakamlarımız her yıl artıyor.
Toplantımızdan hemen sonra sizlere ileteceğimiz basın kitinde de ayrıntılarını bulacağınız üzere tohum, fide, fidan ve süs bitkilerinde her sene üretim miktarı ve kalitemiz yükseliyor.
2022 yıl sonu itibarıyla 1.361.336 ton sertifikalı tohumluk, 137 milyon adet meyve fidanı, 2 milyon adet asma fidanı, 6 milyar adet sebze fidesi, 91 milyon adet çilek fidesi ve 2 milyar adet süs bitkisi ürettik.
Bu verilerin ne anlama geldiğini şöyle anlatmaya çalışayım.
Sertifikalı tohum üretiminde son 10 yılda %100, fidan üretiminde son 10 yılda %300, fide üretiminde son 10 yılda %95, süs bitkileri üretiminde son 10 yılda % 75 artıştan söz ediyoruz.
Yine üretimi esas alan bir ekonomik sektörün diğer önemli bir unsuru ise kaliteli üretiminde kanıtlarından biri olan dış ticaret verileridir.
Önce tohumdan başlayalım. On yıl önce 120 milyon dolar olan ihracatı, 232 milyon dolara yükseltmişiz.
Yine on yıl önce 67 milyon dolar olan dış ticaret açığını kapatmış üstüne neredeyse bir o kadar daha koyup 2022 yılında 63 milyon dolar dış ticaret fazlası vermişiz.
Fidan ihracatımız ise son 10 yılda 3 milyon dolardan 35 milyon dolara yükselmiş. İthalat ise 6 milyon dolar ortama devam etmiş.
Süs bitkilerinde 10 yıl önce 75 milyon dolar olan ihracat, 120 milyon dolara çıkmış. Aynı yıllar içinde 73 milyon dolar olan ithalat ise 46 milyon dolara gerilemiş.
Sektörün tamamını derleyecek olursak 386 milyon dolar ihracat, 223 milyon dolar ithalatımız var. 2018 yılında ilk kez ihracatımız ithalatı geçmişti.
2022 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı %173 oldu. Dolayısıyla sektörümüzün dışa, ithalata bağlı olduğunu söylemek mümkün değildir. Tam tersi görüldüğü üzere net ihracatçı bir sektörüz.
Türkiye’miz stratejik ürünlerin tohumluklarında çok güçlüdür.
Örneğin buğdayda ülkemizin tohum üretiminin ihtiyacımızı karşılama oranı %97, mısırda %259, ayçiçeğinde %755, şekerpancarında %91, arpada %70’dir.
Baklagillerde ise kuru fasulye, mercimek ve nohutta %100’ün üzerindedir.
Ama biz bu artışlarla yetinmek istemiyoruz. Orta ve uzun vadede ise en büyük hedefimiz özellikle millî çeşitlerimizin üretiminin ve çiftçimiz tarafından kullanımının artmasıdır.
Tüm tohum çeşitlerimizin %100 millî tohumlar yani Türk bitki ıslahçıları tarafından, yerel genetik kaynaklarla geliştirilmiş ve yerli firmalarımız tarafından Türkiye’de üretilen tohumlar olması için yoğun gayret gösteriyoruz.
Tohumculuk sektörünün en önemli ihtiyacı, araştırma geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarının yeteri kadar ve sürekli yapılabilmesi ve üretilen bilgi ve teknolojinin sektör tarafından kullanılabilmesidir.
Bu kapsamda en önemli konu ise bitki ıslahı çalışmaları, tohum bilimi ve tohum teknolojileri alanında yapılan araştırmalar ile çeşit geliştirme çalışmalarıdır.
Bu anlamda ihtiyaç ise; yüksek verimli, kaliteli, stres şartlarına, hastalık ve zararlılara dayanıklı, tüketim tercihlerine uygun çeşitlerdir.
Ancak bu çalışma, önemli olduğu kadar da zor, büyük yatırım gerektiren ve uzun zaman alan bir faaliyettir. Bu nedenle öncelikle çeşit geliştirme çalışmaları olmak üzere tohum bilimi ve tohum teknolojileri alanındaki Ar-Ge faaliyetleri desteklenmelidir.
Sektörde bitki ıslahçıları ile tohum sanayici ve üreticilerinin desteklenmesinin ülke ihtiyaçlarının karşılanması ve yeterli miktarda sertifikalı tohum üretimi açısından önemlidir.
İyi bir dağıtım sisteminin oluşturulabilmesi açısından tohum dağıtıcılarının KOBİ desteklerinden istifade etmesi, dağıtıcılara uygun şartlarda kredi veya hibe verilmesi sağlanmalıdır.
Tohum yetiştiricileri belirli süre bitki grubu bazında eğitilmeli ve sadece sertifika belgesi olan tohum yetiştiricileri ayrıca desteklenmelidir.
Bahçe bitkileri sektörünün ülkemiz için önemli bir ekonomik potansiyele sahip olması nedeniyle, yerli sektörün faaliyetine devam edebilmesi ve sertifikalı fidan üretimi için gerekli yatırımı yapabilecek sermayeye ulaşabilmesi için, standart fidan üretimi de dâhil; tüm sertifikalı fidan üretiminin, materyal üretimlerinin ve üreticilerinin desteklenmesi faydalı görülmektedir.
Fide sektörü ise potansiyelinin henüz %25’ini karşılar durumdadır. Hızla gelişen fide üretimi faaliyetlerinin ve özellikle yatırımı çok yüksek olan aşılı fide üreticilerinin desteklenmesine ihtiyaç vardır.
Süs bitkileri üreticilerinin desteklenmesi de hem üretimin kayıt altına alınması hem de sektörün ihracat miktarının arttırılması açısından önemlidir.
Ayrıca yatırım ve işletme kredilerinin üst limitlerinin tüm tohumculuk sektörü için 100 milyon liraya çıkarılması ve vadelerinin uzaması temel taleplerimiz arasındadır.’’
***
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil ise tarım sektörünün dijital teknolojiyi kullanması gerektiğini belirtti.
Pakdil kısaca; ‘’ Tohumculuk sektörünü üretimin ana kaynağı olarak kabul ediyoruz. Tohum tek başına verimlilik ve kalite için başlı başına bir faktör. Geçen sene bitkisel üretim açısından rekor kırdık. AR-GE faaliyetlerinin tarım için çok önemli. Özel sektörümüzden memnunuz. Devletimizin sektöre destekler devam edecek. Bu zamana kadar 4 milyar TL'yi aşmış bir destek sağladık. 2022 yılında ithalat ve ihracat gerçekleşmesi yüzde 31'deyken, bu yıl bu rakam yüzde 137'de. Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdık. Islahçı haklarında şu ana kadar 3 bin 131 başvuru alınmış ve bunun 2 bin 243 bitki çeşidi koruma altına alındı. Bu koruma altına alınan bitkilerin yüzde 50'si yerli ıslahçılar tarafından geliştirildi. Gelişen teknolojiyi kullanacağız. Yerimizde durmayacağız." ifadelerini kullandı.
***
Yeni Yüzyılında Türkiye Tarım ve Tohumculuk Zirvesi’nin 1. Oturumunda Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Selami Yazar, Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Dündar, Fidan Üreticileri Alt Birliği (FÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Nallı söz alarak sektörle ilgili bilgi paylaştılar.
Zirve’nin 2. Oturumunda söz alan Tohum Dağıtıcıları Alt Birliği (TODAB) Başkanı Aykut Hacıoğlu şu bilgileri verdi:
‘’ TODAB 8 bin üyesiyle tohumun son durağı olarak hizmet veriyor. Tohumu çiftçilerimize bizim üyelerimiz olan tohum bayileri ulaştırıyor ve sonraki süreçlerde çiftçilerimize destek olmaya devam ediyoruz. Her zaman çiftçimizin yanında oluyoruz. Bütün üyelerimiz ziraat mühendisi ve ücretsiz olarak tarımsal danışmalık yapıyorlar.
1990’lı yıllarda 180 kilogram olan dekar başına buğday verim ortalaması bugün 280 kilograma çıktıysa, bunda verimli tohum çeşitlerinin geliştirilmesiyle beraber doğru tohum seçimi ve tarladaki teknik işler konusunda bizlerin çiftçimizi doğru yönlendirmesinin de büyük katkısı olduğunu düşünüyoruz.
TODAB olarak ülkemizin her köşesine yayılmış 8 bin tohum bayimizin eğitimi, mesleki hakları ve sosyal ilişkilerini sağlamak ve yönetmek için büyük gayret gösteriyoruz. Yaşadığımız iklimsel afetler ve Kahramanmaraş merkezli depremler bu çalışmalarımızı hem hızlandırdı hem de kapsamını genişletti. Kurduğumuz yardımlaşma fonunu etkili bir şekilde üyelerimizin hizmetinde kullanıyoruz.
Gübre ve ilaçta olduğu gibi tohumda da entegre bir izleme sisteminin olması gerekiyor. Şu an uygulanan sistem ne yazık ki bayi ayağında kesiliyor. Bu durum ülke ekonomisine zarar veriyor. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile bu sistemin kurulması için görüşmelerimiz sürüyor. Biz TODAB bu konuda olarak teknik anlamda gerekli çalışmaları yaptık ve her fedakârlığa hazırız.
Milli tohum çeşitlerinin geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına çok önem veriyoruz. Özellikle mısır, ayçiçeği ve yem bitkilerinde tercihlerin değişmesi gerekiyor. Çiftçimizi bu çeşitlerden başlamak üzere milli tohumları tercih etmesi için yönlendirmemiz şart. Devletimizin bu yönde çiftçimizde maddi destek olmasını istiyoruz.’’
***
Başkanımızın konuşmasının ardından sırasıyla Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer, Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler’de kendi sektörleriyle ilgili bilgi verdikten sonra zirve sona erdi.